Tarihçe

Geçmişten Bugüne Boğaziçi Üniversitesi

1863 yılında temelleri atılan Boğaziçi Üniversitesi 160 yıldır eğitim ve araştırma faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor. 

Robert Kolej bir eğitmen, mucit, teknisyen ve mimar olan Dr. Cyrus Hamlin ile tanınmış hayırsever ve zengin bir tüccar olan Mr. Christopher Rheinlander Robert tarafından kurulmuştur. Mr.Robert finansal yükü üstlenirken, Dr. Hamlin ise Birleşik Devletler'den kaynak sağlayarak Kolej'i kurma sorumluluğunu eline almıştır. Yeni kurulan Yönetim Kurulu'nun aldığı kararlar doğrultusunda, Kolej'in kapıları ırk, milliyet, din gözetilmeksizin önyargısızca ve ayrım yapılmadan tüm öğrencilere açık olmasına, hiçbir koşulda herhangi bir politik eğilim göstermemesine, hiçbir politik düşünceye dahil olmamasına ve eğitim dilinin İngilizce olmasına karar verilmiştir. Böylece ABD sınırları dışında ilk kolej kurulmuştur. 

Bağışlar ve yardımlarla sürdürülen Robert Kolejin ilk binası Hamlin Hall’un inşaatı 1871 yılında tamamlanmıştır. Bugün Güney Kampüs dediğimiz kampüsteki tüm tarihi binalar Birinci Dünya Savaşı'ndan önce inşa edilmiş ve yapımlarında kampüste bulunan ocaktan çıkarılan mavi kireçtaşı kullanılmıştır.

Zaman zaman ciddi mali kaynak sıkıntısı çeken Robert Kolej’in ekonomik durumu, 1930’lu yıllarda savaş öncesi Türkiye ekonomisinden ve Birleşik Devletler'deki ekonomik krizden etkilenmiştir.1960’lara gelindiğinde Robert Akademinin bugün Güney Kampüs olarak bilinen Bebek Kampüsünü tamamen yükseköğrenime bırakarak, Arnavutköy'deki kampüse taşınması, oradaki Amerikan Kız Koleji ile karma bir eğitim kurumu oluşturacak şekilde birleşmesi düşünülmeye başlanmıştır.

Mart 1971'de dönemin başkanı Dr. Everton, Robert Kolejin üzerine herhangi bir kampüs üzerinde bağımsız bir üniversitenin kurulması için Türk hükümetini teşvik eden önergenin 26 Ocak 1971'de Yönetim Kurulu tarafından kabul edildiğini açıklamıştır. Çalışmalar 1971 yazında sonuçlandırılmıştır. Binaları, kütüphanesi, laboratuvarları, tüm imkanları ve personeliyle 118 dönümlük bugünün Güney Kampüsü 10 Eylül 1971'de tamamen Türk devletine devredilmiştir. Böylece bir asırlık Robert Koleji kampüsü ve geleneği üzerine Boğaziçi Üniversitesi kurulmuştur. Robert Kolej mezunu olan Prof. Dr. Aptullah Kuran, Boğaziçi Üniversitesinin ilk rektörü olmuştur.

1971’den 1980’e kadar Boğaziçi Üniversitesi bir kamu üniversitesi olmanın gereklerini yerine getirmek üzere geçiş dönemini yaşamış, bu dönemde kolej gelenekleri ile bir kamu üniversitesi olmanın yaratıcı yollarını içiçe geçirerek, gelişkin bir eğitim-öğretim anlayışının temellerini oluşturmuştur. 1980’li yıllarla birlikte tüm Türkiye’de uygulamaya giren Yüksek Öğretim Kanunu ve Yüksek Öğretim Kurulu kuralları çerçevesinde, Boğaziçi Üniversitesi küçük bir kolej anlayışından büyüyen bir kamu üniversitesi olma yolunda adımlar atmıştır. Bu dönemle birlikte Kuzey Kampüs, Hisar Kampüs, Kilyos Kampüs üniversiteye kazandırılmış, Eğitim Fakültesi kurulmuş, öğrenci ve öğretim üyesi sayısı bakımında da büyümeye başlamıştır. 2000’li yıllara doğru Boğaziçi Üniversitesi ülkenin en prestijli üniversitesi haline gelmiş, akademik kadrosu ve öğrenci kalitesi ile öne çıkmış, mezunları özellikle özel sektörde aranır hale gelmiştir. 2000’li yıllarla birlikte Boğaziçi Üniversitesi yeni bir safhaya geçmiş, sadece iyi bir “teaching college” olmanın ötesine geçmenin yollarını tartışmaya başlamış, bu arayış 2010’lu yıllarda meyvelerini vermeye başlamıştır. Bu yıllarda üniversitede araştırma geliştirme çalışmalarının önemi öne çıkmaya başlamış, gerek gençleşen akademik kadronun araştırmaya yönelik tutumu, gerekse bunun için gereken laboratuvar, teknoloji transfer ofisi, teknopark gibi yapılanmalarda yükselişe geçişmiş, Boğaziçi Üniversitesi artık araştırma ve geliştirme çalışmaları ile de öne çıkmaya başlamıştır. Bunun sonucu 2017 yılında Araştırma Üniversitesi olduğu YÖK tarafından tescil edilmiştir. Son dönemde Boğaziçi Üniversitesi yeniden bir büyüme dönemine girmiş, yeni kurulan Hukuk Fakültesi, İletişim Fakültesi, Yapay Zeka ve Veri Bilimleri Enstitüsü gibi akademik birimlerin kurulması, Anadolu Hisarı Kampüsünün kazandırılması, yenilenen kampüsleri, yeni ve yurtdışı doktoralı birçok öğretim üyesinin Üniversiteye katılması ile daha da gelişkin bir kurum olarak yoluna devam etmektedir.